Düzce Gazeteciler Cemiyetini ziyaret eden Yenilikçi Partisi Genel Başkanı Öztürk Yılmaz, Akçakoca’da Öncü Medya Genel Yayın Yönetmeni ve Gazeteciler Cemiyeti Başkanvekili Sadullah Ünsal’a yönelik Vandalların gerçekleştirdiği saldırıyı nefretle kınadığı açıkladı.
Kendisinin de saldırı mağduru olduğun söyleyen Yılmaz, “Geçmiş olsun, size uzanan ellerde kırılsın. Gazeteciler zor durumda, üzerlerini değiştirmek için değil de gazetecileri susturmak için çalışıyorlar” dedi.
Düzce Gazeteciler Cemiyeti’ne ‘hayırlı olsun’ ziyaretleri devam ederken, siyasi partilerden ilk genel başkan düzeyinde ziyaret bugün gerçekleşti.
Düzce Gazeteciler Cemiyetini ziyaret eden Yenilikçi Partisi Genel Başkanı ve Ardahan Milletvekili Öztürk Yılmaz’ı Cemiyet Başkanvekili Sadullah
Ünsal ve Yönetim Kurulu Üyeleri karşıladı.
“Gazetecileri susturmak için uğraşıyorlar”
Ziyareti sırasında Akçakoca’da Vandalların menfur saldırısına uğrayan Öncü Medya Genel Yayın Yönetmeni ve Gazeteciler Cemiyeti Başkanvekili
Sadullah Ünsal’a geçmiş olsun dileklerini ileten Yılmaz, “Biliyorsunuz ben de bir saldırıya uğradım. Boğazımızı kesmek isteyen IŞİD’ciler var bu
dünyada. Siyasi IŞİD’ciler, siyasi nüshacılar var, taşeronlar var. Memlekette bir sürü sadist, psikopat, üç kuruş paraya takla atan fırıldakçılar var
ama bizde varız. Onlar yok sadece bizler, sizlerde varsınız. Ayrıca geçmiş olsun, size uzanan ellerde kırılsın. Gazeteciler zor durumda. Üzerini
değiştirmek için değil de gazetecileri susturmak için uğraşıyorlar. Maalesef bu deneme hep yaşanıyor. İnşallah bunlar son olur.
Böyle kaba kuvvetle, güçle, sindirerek, baskı kurarak kimse bir yere varamaz. Onu yapanları lanetliyoruz. İnşallah failleri bulunur” diye konuştu.
“Cumhurbaşkanlığı adaylığı başvurusunu yapamadım”
“Biz seçimlere giren bir siyasi partiyiz. 2 gün önce imza süreci de başladı cumhurbaşkanlığı ile ilgili. Normalde benden beklenen, kendi partimizden,
dışardan dostlarımda benim aday olmam yönünde bir beklenti vardı” diyen Yılmaz neden Cumhurbaşkanı adayı olamadığını da şu sözlerle açıkladı:
“Ben daha önce YSK’ya bir müracaatta bulunmuştum. Her şey E-Devlet’ten oluyor, imzada E-Devlet’ten olsun diye ancak YSK maalesef benim bu
talebimi işleme koymadı, değerlendirmedi. Öyle olunca da bu çok büyük bir organizasyon, çok büyük bir para gerektiriyor.
İnsanları evlerinden alıp bir yere götürmek kolay değil. Bunu yapan insanlar bu kadar parayı nasıl buluyorlar, nasıl çıkarıyorlar o da ayrı bir şey.
Siyaset temiz olmalı ama yöntemini siz zorlaştırdığınız anda ister istemez daha da zor oluyor ve kirli oluyor.
Bir değerlendirme yaptık ve bu konuda aday müracaatında bulunmadık. Her şeyi hazırlamış olmamıza rağmen götürüp aday müracaatında bulunmadık.
Türkiye’de bizim hedefimiz Yenlik Partisi’ni meclise sokabilmek. Gerçekten siyasette çok kötü bir dönem yaşıyoruz, Türkiye olarak, millet olarak.
Felaket var, önce kovid vurdu, şimdi deprem vurdu. Herkes menfaatine gelene bakıyor. Koltuk sevdası ülke sevdasının üstüne geçmiş durumda.
İttifakların yapılarını görüyorsunuz. Konular değil de, kim kaç milletvekili alacak, hangi bölgeden milletvekili olacağının pazarlığını yapıyor.
Böyle bir ortamda Yenilik Partisi’nin temiz bir ortamda en azından devletin işleyişini bilen, vizyon sahibi bir parti olarak mecliste olması son derece önemli.
Yani halkın destek olması ve barajı geçmemiz çok önemli. Şu anda da siyasi bir kaos yaşanıyor.
Ben daha önceki görevlerimde büyük elçiliğimde, baş konsolosluğumda, diplomaside şahit oldum bu tür siyasi rejimlerin nereye gittiğine.
İnşallah o noktaya varmadan bir yol alırız ve bazı düzeltmeler yaparız yoksa memleketin gidişatı hiç iyi değil, hayra alamet değil.
İnsanlarımız susturuluyor, sindiriliyor, medyanın durumu çok kötü, içler acısı, ekonomi batmış durumda, borç gırtlakta ve finansal olarak bir çözüm bulamıyorlar.
Biz parti olarak bir çözüm yöntemi bulmak istiyoruz, çözüm sunuyoruz topluma. Bu 100 bin imza elektronik ortamda toplansaydı ben onu bir güne toplardım ve aday olurdum.
Ne yapma istediğimi topluma anlatabilirdim ama olamıyorum. Çünkü onun için para lazım. Bu rejimi doğru bulanlar çok az artık.
Siyasi rekabetin önü kapalı, temsilin önü kapalı, insanların kendini ifade edebilmesi için basın hürriyetinin önü kapalı. Duvarlar örülmüş durumda şu an önümüze.
Yenilik Partisi’nin burada da iddialı olduğunu söylemek isterim.”
“Hava puslu, düşman çok, kaygan zeminde yürüyoruz”
Türkiye’nin Asya ülkelerine göre geride kaldığını savunan Yılmaz, “Türkiye üzerinde hep oyunlar oynandı. O dönemde ülkeye zarar veren cemiyetler vardı.
Bu memleketi parçalamak isteyen çok çevre vardı. İçeride hainler vardı, dışarıda hamsene tutum içinde olan çevreler vardı. Bu günde durum farlı değil.
Biz dışarının yönlendirmesine çok açığız. Bugün siyasi partilerin hepsinin aslında dışarıyla bir alakası var. Ben size soruyorum nereden buluyorlar bu kadar parayı? Dışa bağlı bir siyasi akıl oluşmaya başladı. Beni en çok rahatsız eden bu. Bir ülkenin egemenliği, bağımsızlığı budur.
Hava puslu, düşman çok v e kaygan bir zeminde yol yürüyoruz. Bugün Türkiye enerjisiyle Türkiye’nin birinci sınıf ekonomisi olacakken, gayri safi milli hasılasıyla, eğitimiyle, dijitalleşmesiyle, milli ilaç endüstrisiyle, kaliteli bir bilimsel eğitimiyle. Burada hala enflasyonunun, hayat pahalılığının kıskaca aldığı toplumsal patlamalara Türkiye mahkum edilmiş durumda. İlk görev yerim benim Kırgızistan’dı. Biz Kırgızistan’a giderken yanımızda peçete götürüyorduk çünkü yoktu. Çocuk bezi götürüyorduk, yoktu hiçbir şey. Şimdi bunların hepsi gelişti” şeklinde konuştu.
“Yerel basının önündeki engellerin kaldırılması lazım”
Türkiye’de yerel basının önündeki engellerin kaldırılması gerektiğinin altını çizen Yılmaz, son olarak şu ifadelere yer verdi:
“Avrupa Birliği’nde yerel basın desteklenir. Hatta para verirler yerel basına. Bizde yerel basını cezalandırıyorlar. Sizler gazetecisiniz.
Ben sizden ancak öğrenebilirim bu meslekle ilgili. Ben laf hadimi bilen bir insanım konuşamam ama şunu biliyorum; bir toplumda eğer bilginin yayılması engelleniyorsa, o toplumda söz hakkı, ifade hakkı engelleniyor. Yerel basının önündeki engellerin kaldırılması lazım. Yerel basından vergi hiç alınmaması lazım.
Türkiye’de yeni bir başlangıç lazım, ülkeyi bir toparlamak lazım, ülkeyi birlikte tutmak lazım. Şu anda o toparlanma yok.
Karpuz gibi ayrılmış durumdayız, hatta dörde bölünmüş durumdayız.”
TÜM KATEGORİLER