Düzce Üniversitesi, Düzce Belediyesi ve Düzce İl Müftülüğünün iş birliği ile düzenlenen “Günümüzde Gençlik Sempozyumunda gençlerin gelişimi ve karşılaşabileceği problemlerin çözüm yolları anlatıldı.
Düzce Üniversitesi Atatürk Eğitim ve Kültür Merkezi Cumhuriyet Konferans Salonu’nda başlayan sempozyuma; Düzce Valisi Cevdet Atay, Milli Eğitim Bakan Yardımcıları Doç. Dr. Osman Sezgin ve Nazif Yılmaz, Düzce Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nedim Sözbir, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. İlhan Genç, Düzce İl Müftüsü Rüstem Can, kurum temsilcileri, öğretim elemanları ve öğrenciler katılım sağladı.
“Öğütle, Nasihatle Değil Davranışlarımızla Örnek Olalım”
Düzce Üniversitesi İlahiyat Fakültesi öğrencisi Sabri Yazar’ın Kur’an-ı Kerim Tilaveti ile başlayan sempozyumun açılış konuşmasını yapan Düzce Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Faruk Bayraktar, gençlik döneminin insan hayatının önemli evrelerinden bir tanesi olduğunu, gençliği; 12 yaşından 25-30 yaşına kadar süren, biyolojik, psikolojik, zihni ve sosyal açıdan bir gelişme ve olgunlaşmanın yer aldığı hayata hazırlık çağı olarak ifade etti. Kur’an-ı Kerim’deki Araf Suresi’nin “Ben size öğüt verdim, fakat siz öğüt verenleri sevmezsiniz.” ayetini hatırlatan Prof. Dr. Bayraktar, “Uygun olan gençlere sözden ve uzun öğütten ziyade davranışla güzel örnek olmak, doğru olanı hatırlatmaktır. Öte yandan günümüzde bazı gençlerin deizme, ateizme kaydıkları, bazı kötü alışkanlıklar edindikleri, bu arada kültür ve ahlaki değerlerimizden biraz uzaklaştıkları bir gerçek olsa da; gençlere zaman ayırmak, onlarla sohbet etmek gerekir. Bu davranış onlara değerli olduklarını hissettirir. Zira ne kadar yaramaz, haylaz, söz dinlemez olsalar, hatta yeteri kadar ders çalışmasalar da onlar bizim geleceğimizdir. Gençleri oldukları gibi kabullenmek anne-baba, öğretmen ve yetişkinler olarak bizim görevimizdir.” dedi.
“Düzce’de 38 Gençlik Merkezimiz Var”
Düzce İl Müftüsü Rüstem Can ise yaptığı konuşmada, ilçelerde 16 olmak üzere Düzce’de toplam 38 Gençlik Merkezi olduğunu söyleyerek, ilimizde bulunan Kredi Yurtlar Kurumu ile birlikte Müftülüğe bağlı 43 personelin görev yaptığı bilgisini paylaştı. Gençlerin Türkiye için ne anlam ifade ettiğini çok iyi bildiklerini ve tüm çalışmaları geleceğin teminatı gençlerin en iyi şekilde yetişmesi amacıyla yaptıklarını söyleyen Düzce İl Müftüsü Rüstem Can, bu çalışmalarda kendilerine her türlü desteği sağlayan Düzce Valiliği’ne, Düzce Belediyesi’ne ve Düzce Üniversitesi’ne teşekkür etti.
“Çağın Gereklerine Göre Eğitim Veriyoruz”
Konuşmasını yapmak için kürsüye davet edilen Düzce Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nedim Sözbir, gençlerin geleceğin emanetçileri olduğunu, ülkenin emanetçilerinin en iyi şekilde yetişmesi için Üniversite olarak her türlü desteğin sağlandığını ifade etti. Gençlere çağın gerektirdiği konularda bilgi ve eğitim verildiğini vurgulayan Prof. Dr. Sözbir, “Tüm bunların yanında gençlerimizin manevi yönlerini koruyarak, geliştirmeleri için de kültürel etkinlikler ve eğitimler düzenliyoruz. Üniversitemiz, Düzce Belediyesi ve İl Müftülüğümüz ile birlikte düzenlenen bu sempozyumun yararlı olacağına inanıyorum. Sempozyuma katılarak katkı sunanlara teşekkür ediyorum.” dedi.
“Gerçek Anlamda Eğitim İnsanı Tanımakla Olur”
Rektör Prof. Dr. Nedim Sözbir’in konuşmasından sonra kürsüye davet edilen Milli Eğitim Bakan Yardımcısı Doç. Dr. Osman Sezgin, iletişimin önemine değinerek, coğrafyamıza özgü olan gönül iletişiminin altını çizdi. Bugün dünyada gerçek anlamda bir düşünürün çıkartılamamasını; insanı iyi tanıyamadığı için verilen eğitimin eksik kalmasına bağlayan Doç. Dr. Sezgin, psikanaliz kuramlarının kurucusu gösterilen Sigmund Freud’un ruh sağlığı için önemli gördüğü iki göstergeden birinin üretmek, diğerinin de sevmek olduğunu hatırlattı. “Freud doğru söylemiş ama eksik söylemiş.” diyerek sözlerine devam eden Doç. Dr. Osman Sezgin, “Bana göre ruh sağlığının yerinde olduğunun birinci adımı kendini tanımak. İkinci adımı güvenen ve güvenilir insan olmak.
Üçüncü adımı saymak ve sayılmak. Dördüncü adımı sevmek ve sevilmek. Beşinci adımı iletişimde başarılı olmak.
Daha da bunu çoğaltabiliriz. Demek ki ruh sağlığının yerinde olduğunu gösterme kriterlerinden bir tanesi iletişim.
Bizim dilimizdeki adıyla muhabere, yani muhaberede başarılı olmak. Muhaberede selamlaşmak da çok önemli.
Bu yüzden kendi kültürümüzde selamlaşmak kendi ruh sağlığımızı ortaya koyuyor.” ifadelerini kullandı.
Kavramların kullanımının önemini de vurgulayan Doç. Dr. Osman Sezgin, zaman kullanımının öğrenilmesi gerektiğini, hem niteliksel, hem de niceliksel olarak zaman kullanımının bilinmesi gerektiğini vurguladı.
Zamanı en iyi değerlendiren kişinin en medeni insan olduğunu söyleyen Sezgin, sempozyumun yararlı olması temennisi ile konuşmasını sonlandırdı.
“Kötü Arkadaşlardan ve Kötü Alışkanlıklardan Uzak Durun”
Sempozyumun son konuşmasını gerçekleştiren Düzce Valisi Cevdet Atay, sempozyumun gençlerimize ve ülkemize hayırlar getirmesini dileyerek sözlerine başladı. Gençlerin hedefi olması tavsiyesinde bulunan Vali Atay, “Hedef belirledikten sonra çok çalışın, arkadaş seçiminize dikkat edin. Sizleri buraya gönderen aileleriniz sizlere güveniyor, ancak kötü arkadaşlardan ve kötü alışkanlıklardan uzak durun. Faydasını görürsünüz. Karar verirken, düşünürken vicdanınızı, merhametinizi bir köşeye bırakmayın. Vicdanınızla düşünün ve öyle karar verin. Duygusal ve ruhsal zekadan uzak durmayın. Biz gençlerimize güveniyoruz. Sempozyumun yararlı olacağına inanıyorum. Bu vesile ile sempozyuma katılım sağlayan herkese teşekkür ediyorum.” ifadelerine yer verdi.
Gerçekleştirilen açılış konuşmalarından sonra program oturum tebliğleri ile devam etti.
TÜM KATEGORİLER