(Bilim Kurulumuzun Değerlendirmeleri Işığında)Coronaviridae ailesinin Orthocoronavirinae alt ailesinde, alfakoronavirüsler, deltakoronovirüsler, gamakoronovirüsler ve betakoronovirisler olmak üzere 4 ayrı cins bulunmaktadır.
Bunlardan Alfakoronavirüsler; insan, yarasa, domuz, kedi ve köpekleri enfekte eden 17 ayrı virüs türünü içermektedir.
Deltakoronavirüsler; yaban ördeği, bülbül, gece balıkçılı, saz tavuğu ve ispinoz gibi kuş türlerini enfekte eden toplam 7 virüs türünü içerir.
Gamakoronavirüsler; kanatlılar ve balinayı enfekte eden 2 ayrı virüs türünü içerir. Tavuklarda infeksiyöz bronşitise neden olan bir enfeksiyondur.
Betakoronavirüsler cinsi altında yeni bir virüs tanımlanmıştır. Son yirmi yılda 2002’de SARS-CoV, 2012'de MERS-CoV ve 2019’da SARS-CoV-2 salgını ortaya çıktı.
MERS’in tek hörgüçlü develerden insanlara, SARS’ın ise misk kedileri veya yarasadan insanlara geçtiği bildirilmiştir.
Bilimsel yayınlar incelendiğinde COVID-19 yayılımında veya kökeninde hangi hayvanların rolü olduğu netlik kazanmamıştır. Bu nedenle diğer hayvanlarda tespit edilen koronavirüslerle genetik analizler yapıldıkça tahmini köken belirlenebilir.
COVID-19 salgını konusunda bilgi kirliliğini önlemek amacıyla bazı konuların belirtilmesinde fayda bulunmaktadır.
Koronavirüslerin sadece bazı türleri hem insanlarda hem de hayvanlarda hastalık yapar iken, birçok türü sadece hayvanlarda hastalığa neden olmaktadır.
Örneğin sığır koronavirüsleri (Bovine coronavirus) sadece sığırlarda, kedi koronavirüsler (Feline Coronavirus-FIP), köpek koronavirüsleri (Canine coronavirus) tavuklarda infeksiyöz bronşitise neden olan diğer bir korovirüstür ve sadece belirtilen bu canlılarda hastalık yapmaktadır.
Dünya Hayvan Sağlık Örgütü (OIE) tarafından paylaşılan bilgilerde, evcil hayvanlardaki durum şu şekilde anlatılmaktadır. Hong Kong’ta, 26 Şubat tarihinde COVID-19 pozitif bir insanın evinde bulunan 17 yaşındaki bir köpekte SARS-COV-2 tespit edilmiştir. Elde edilen veriler ışığında, uzmanlar tarafından bulaşmanın hayvan sahibinden köpeğe doğru olduğu yorumlanmıştır. Köpek ise hiçbir klinik belirti göstermemiştir. Hastalığın yayılmasında köpeklerin bir rol oynadığına veya köpeklerin bu hastalığa yakalandıklarına dair hiç bir kanıt yoktur. Başka hayvanların COVID-19 virüsü ile hastalanıp hastalanmayacağı ve mekanizmasının anlaşılabilmesi için daha fazla çalışmaya ihtiyaç vardır.
COVID-19 yayılmasının sebebi insandan insana bulaşmadır. Şimdiye kadar, evcil hayvanların hastalığı yayabileceğine dair bir kanıt bulunmamıştır.
Hayvanlara dokunurken, bakımları yapılırken temel hijyen ve biyogüvenlik kurallarına her zaman uyulmalıdır.
COVID-19 hastası olan ya da tıbbi gözetim altında bulunan kişiler, evcil hayvanlarıyla yakın temastan mümkün olduğunca kaçınmalı ve başka biri hayvanlarla ilgilenmelidir.
Eğer hasta kişiler kendi hayvanlarıyla ilgilenmek zorundaysa belirtilen biyogüvenlik ve hijyen kurallarına uymalı ve mümkünse maske takmalıdır.
COVID-19’un hayvandan hayvana bulaşması ile ilgili bir kanıt olmamasına rağmen COVID-19 yönünden pozitif bulunan hayvanların diğer hayvanlardan uzak tutulması yapılabilecek en iyi uygulamadır.
Belirtilen bu paylaşımlar Dünya Hayvan Sağlık Örgütü tarafından yapılmıştır.
COVID-19 salgınının gıdalarla bulaştığına dair herhangi bir bilimsel delil yoktur.
Ancak virüsün yüzeylerde ve cisimlerde uzun bir süre canlı kalabildiğinden bu noktada gıdaları da bir cisim gibi düşünmek mümkündür.
Genel olarak, koronavirüsler -20°C'de donmuş ortamlarda iki yıla kadar enfeksiyöz karakterlerini koruyabilmektedir.
SARS-CoV ve MERS-CoV üzerinde yapılan çalışmalar, bu virüslerin sıcaklık, nem gibi parametrelerin kombinasyonuna bağlı olarak günlerce farklı yüzeylerde kalabileceğini göstermiştir.
Öncelikle hastalık belirtisi gösteren personelin gıda işletmelerine girişi sınırlandırılmalı, gıda işletmelerinde çalışanların el temizliği ve hijyenine dikkat etmeleri gerekmektedir.
Koronavirüsler pişirme sıcaklıklarına(70°C) duyarlı olduğundan gıdalar iyice pişirilip tüketilmelidir.
Yine yaban hayvanı ticaretinin yasaklanması hem yaban hayatının korunmasında hem de hastalıkların yayılımının önlenmesinde etkili olacaktır.
VETERİNER HEKİMLERin viral hastalıkların teşhisi, epidemiyolojisi ve karantina önlemleri konusunda çok büyük tecrübeleri bulunmaktadır.
Buna geçmişte viral bir pandemi olan sığır vebası örnek gösterilebilir.
Bu hastalıkla, daha dünyada yok iken yerli aşısı üretilerek mücadelesinde başarılı olunmuş ve hastalık, ülkemizde ve tüm dünyada eradike edilmiştir.
Ülkemizde veteriner hekimler tarafından Veteriner Kontrol ve Araştırma Enstitüleri’nde hayvanlar için viral ve bakteriyel aşılar üretilmekte, yapılan çalışmalar uluslararası standartlara uygun olarak gerçekleştirilmektedir.
Hayvanlarda tespit edilen bu yeni virüsün bulunmasında Veteriner Hekimlerin çok büyük katkıları bulunduğundan tecrübelerine ihtiyaç bulunmaktadır.
İleride ülkemizde ve dünyada ortaya çıkacak zoonotik(hayvanlardan insanlara geçebilen) hastalıkların yayılımının erken safhada önlenmesi, gerekli hazırlıkların önceden ve hızlı bir şekilde yapılması için beşeri tıp hekimleri ve veteriner hekimlerin içinde olduğu bir yapının oluşturulmasına ihtiyaç olduğu bir kez daha ortaya çıkmıştır.
“Multidisipliner-Tek Sağlık”(insan,hayvan ve çevre sağlığı) uygulamaları için, gerek Sağlık Bakanlığı, gerekse Tarım ve Orman Bakanlığı bünyesinde yeni bir yapılanma zorunlu hale gelmiştir.
Bunun için Sağlık Bakanlığında acilen Veteriner Halk Sağlığı Başkanlığı kurulmalıdır.
Sağlık bilimleri alanında yüksek lisans diploması ile mezun olan Veteriner Hekimler’in modern dünyada olduğu gibi istihdam edilmeleri zoonoz karakterli salgınların takibi, kontrol ve önlenmesinde oldukça önemlidir. Kamuoyuna saygıyla arz olunur.
Şerif Ali Karanfil
Düzce Veteriner Hekimleri Odası Yönetim Kurulu Adına Başkan
TÜM KATEGORİLER