17 Ağustos Marmara Depreminin üzerinden 87 gün geçtikten sonra, henüz depremin yaraları sarılmaya çalışılırken, dünya tarihinde görülmemiş bir şekilde ikinci bir deprem meydana geldi: 12 Kasım 1999... Bu kez depremin merkez üssü Düzce'ydi...Saatler 18.57'yi gösterdiğinde, Düzce kuvvetli bir darbe ile sarsıldı ve yıkıldı.
Bu kez 17 Ağustos depreminden daha büyük şiddetle sarsılan Düzce 30 saniye içinde adeta yerle bir oldu. 12 Kasım depreminde toplam 710 kişi hayatını kaybederken 2.678 kişi de yaralandı.

"İlimiz Aktif Deprem Kuşağı Üzerinde 1.Derecede Tehlikeli Deprem Bölgesindedir"
Düzce valisi Dr.Zülküf Dağlı yayınladığı anma mesajında şu ifadelere yer verdi:Ülkemizin dünya üzerindeki coğrafi konumundan kaynaklanan jeo-stratejik önemi ve doğal afetler bakımından riskli bir bölgede yer alması nedeniyle; savaş, asimetrik tehdit, deprem ve yangın felaketi oluşturabilecek unsurların can ve mal kaybına yol açabileceği şüphesizdir.
Düzce İlimiz aktif bir deprem kuşağı üzerinde 1. derecede tehlikeli deprem bölgesindedir. Kuzey Anadolu Fay Sistemi içerisinde yer alıp depremselliği oldukça yüksek bir bölgedir. Bu gerçeği göz önünde tutarak, yasal, idari ve uygulamaya dönük kararları ve tedbirleri almak devlet ve toplumun önümüzdeki süreçteki en büyük sorumluluğudur.
Bu nedenle; halkımızın, öğrencilerimiz ve tüm kesimlerin afet ve acil durumlar konusunda bilinçlendirilmesi, karşılarına çıkabilecek olağanüstü durumlarda kendilerini koruyabilmelerinin yanı sıra ailesine ve çevresine yardım edebilmesinin sağlanabilmesi için eğitim seferberliğine ara vermeden devam edilecektir.
Okul çağında bulunan büyük nüfusun dikkatinin afet ve acil durum konularına çekilmesi ve toplumun sahip olduğu afet bilincinin istenilen seviyeye ulaşması ve güvenli yaşam kültürünün oluşturulması büyük önem arz etmektedir.
Deprem her an olabilir. Can ve mal kaybı vermemenin   anahtarı, depreme dayanıklı yapıların imal edilmesidir. Deprem  Öldürmez Bina Öldürür bilinciyle hareket etmeliyiz.
Güzel ilimizin ve tüm ülkemizin bir daha böyle afetlerle karşılaşmamasını temenni ederken, depremde hayatını kaybeden vatandaşlarımızı rahmetle anıyor ve yakınlarına bir kez daha başsağlığı diliyorum.

 “12 Kasım Düzcemiz İçin Dönüm Noktasıdır”
Düzce Belediye Başkanı Dr. Faruk Özlü, yayımladığı anma mesajında şu ifadelere yer verdi:“12 Kasım 1999’da meydana gelen Düzce depremine ilişkin yayımladığı mesajında Düzce’nin bir deprem bölgesi olduğunun altını çizen Düzce Belediye Başkanı Dr. Faruk Özlü “12 Kasım 1999 yılında meydana gelen ve il genelinde büyük bir yıkıma sebep olan, yaklaşık 710 vatandaşımızı kaybettiğimiz, 2 bin 500’den fazla yaralı kardeşimize ulaştığımız bu doğal afet hepimiz için büyük bir acı ve ders oldu.
Bugün o büyük acının üzerinden 20 yıl geçti, o gün doğan çocuklar bugünün gençleri oldu. Her yıl daha farkında olarak, deprem bilincimizi artırmaya devam ediyoruz.
Düzce’nin bir deprem bölgesi unutmuyoruz, kentleşme biçimimizi buna göre dizayn etmeye özen gösteriyoruz. Her zaman söylediğimiz gibi deprem değil, hatalı yapılaşma ve plansız kentleşme bizim için tehlike oluşturur. Düzcemizin şehirleşmesinde bu hususları göz önünde bulundurmaya devam edeceğiz. Bu vesile ile depremde hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet diliyor, yakınlarına bir kez daha başsağlığı diliyorum. Rabbim bizleri böyle büyük acılarla sınamasın” ifadelerini kullandı.

"Unutmayalım ki, deprem ilimizin bir gerçeğidir"
AK Parti Düzce Milletvekili Ayşe Keşir, “Unutmayalım ki deprem bir gerçektir” ifadelerine yer verdiği mesajında şunları söyledi:                      
“Bundan 20 yıl önce şehrimizin yüzde 80’inin yıkıldığı ve 710 vatandaşımızın hayatını kaybettiği günü, ilk gün ki gibi hatırlıyor, açısını yüreklerimizde taşıyoruz.
Değerli hemşehrilerim, unutmayalım ki, deprem ilimizin bir gerçeğidir. Türkiye bir deprem ülkesidir ve şehrimiz deprem kuşağı üzerinde bulunmaktadır.
“Unutulmamalıdır ki deprem değil, ihmal ve yanlış yapılaşma öldürür.” Bizlere düşen depreme uygun yapılaşmayı yaygınlaştırmak  ve bilinçli nesiller yetiştirmektir.
Bu vesile ile 12 Kasım 1999 Düzce Depremi’nin 20’inci yılında vefat eden hemşehrilerimize Allah’tan rahmet diliyorum. Mekanları cennet olsun.Şehrimize ve ülkemize Allah bir daha böyle felaketler korusun

"Hayatımızı değiştiren günlerden biridir"
AK Parti Düzce İl Başkanı Mustafa Keskin, 12 Kasım 1999 Düzce Depremi dolayısıyla yayımladığı mesajda şu ifadelere yer verdi:
12 Kasım 1999 yılının üzerinden 20 yıl geçmesine karşın yaşadığımız o elim günleri, maddi ve manevi olarak yaşadığımız yıkımları unutmamız mümkün değil. 12 Kasım günü unutulmayacak ve unutturulmayacak kadar hayatımızı değiştiren günlerden biridir.
Düzce’miz 12 Kasım depremi ile yıkımların en büyüğünü yaşamıştır. Düzce’mizin deprem kuşağında olduğunu unutmadan devletimiz ve sonrasında da AK Partimizin hükümetlerinde yasal ve idari uygulamaları devreye sokarak yeniden aynı acıların yaşanmaması için tedbirlerimizi aldık, almaya da devam ediyoruz.
Özellikle daha önce depremle tanışmamış kuşaklarımıza okullarımızda ve işyerlerimizde tatbikatlarla deprem gerçeğini anlatıyor, geçmişten günümüze ders çıkartıyoruz.
Tüm Düzceli hemşehrilerimizin yaşadığımız acı günleri unutmadan, deprem bölgesinde olduğunu unutmadan depreme karşı tedbirli, üzerine düşen sorumluluğu sadece kendisi için değil geleceğimiz için de yapan bireyler olarak hayatlarına devam etmesi çok önemlidir.
Düzce’mizin bir daha böyle felaketlerle karşı karşıya kalmamasını temenni ediyor, deprem gerçeğinden uzaklaşmadan hepimizin gereken önemleri aldığını düşünüyorum.
12 Kasım 1999 depreminde hayatlarını kaybeden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet diliyor, geride kalanlara da sağlıklı bir ömür diliyorum.’’

“Amaç Sağlıklı Yapılaşma Olmalıdır”
Cumhuriyet Halk Partisi Düzce İl Başkanı İlhan Duru, Düzce Depreminin 20. yıl dönümünde şu ifadelere yer verdi:“Merkez üssü Düzce olan, 12 Kasım 1999 tarihinde meydana gelen 7,2 büyüklüğündeki depremin 20’inci yılındayız.
Bu şiddetli deprem, etki alanındaki yerleşim bölgelerinde ağır hasara ve büyük oranda can ve mal kaybına yol açmıştı.  Daha birkaç ay öncesinde yaşanan Marmara depreminin şokunu henüz atlatamamışken meydana gelen Düzce depremi tam bir yıkım olmuş, Düzce ve çevre illerde çok sayıda yurttaşımız hayatını kaybetmiş ya da yaralanmış,  binlerce ev ve işyeri değişik oranlarda hasar görmüştür.
Aradan geçen 20 yılda toplumsal yaşamda deprem gerçeği gözetilerek gerekli düzenlemeler yapılmadı. Mühendislik biliminin gerekleri dikkate alınmadı, yapı tasarımı, uygulama denetim evresi sağlıksız bir şekilde ele alındı. İmar ve yapı denetim açısından sık sık yasa ve yönetmeliklerde değişiklik yapılması yapılaşmada büyük kargaşalar oluşturdu. İmar affıyla birlikte zayıf ve kaçak yapılar yapı stoklarına eklenmiş oldu.  Bu durum sağlıksız yapılaşma adına yeni bir tehlikeyi ortaya koymaktadır.
Bizim talebimiz, depreme hazırlık, yapıların sağlamlığı, şehir planlarındaki aykırılıkların giderilmesi, deprem toplanma alanlarıyla ilgili ihtiyaçlarımız, eksikliklerimiz ve deprem anına dönük toplumun bilinçlendirilmesidir.
Bu vesileyle 12 Kasım depreminde hayatını kaybedenleri rahmetle anıyor, geride kalan aile ve yakınlarının acılarını paylaşıyoruz.

“12 Kasım 1999 Düzce Depremini 20. Yılında Anıyoruz”
Düzce Üniversitesi Rektörlüğü tarafından yayımlanan anma mesajında şu ifadelere yer verildi:“Şehrimiz, 12 Kasım 1999 Düzce Depremi ile tarihinin en acı felaketlerden birisini yaşamıştır. Bu doğal afette binlerce vatandaşımız hayatını kaybetmiş, binlercesi de yaralanmıştır.
Ülkemizin büyük bir bölümünün üçüncü jeolojik zamanda oluşmasının bir sonucu olarak, bu tür tektonik olayların yaşanması bilimsel bir gerçekliktir. Bu gerçeklikten yola çıkarak biz de “Deprem öldürmez, bina öldürür.”  anlayışıyla Üniversite olarak depremin etkilerini en aza indirmek için çalışmalarımızı sürdürmekteyiz.
Bu kapsamda Üniversitemizde “Deprem Uygulama ve Araştırma Merkezi” kurulmuş ve her yıl gerçekleştirilen “Düzce Deprem Çalıştayları” ile şehrimizde deprem bilincinin oluşmasına ve deprem bilgisinin güncel tutulmasına önemli katkılar sağlanmıştır.
Depreme karşı en önemli tedbirin depreme dayanıklı binalar inşa etmek ve deprem bilinciyle yaşam kültürünü her nesile aktarmak olduğunu vurguluyor, ülkemizde yaşanan depremlerde hayatını kaybeden tüm vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, geride kalan ailelerine sabır ve başsağlığı diliyoruz.